Podima Sanatı Nedir?

Podima sanatı, Akdeniz ülkelerine özgü geleneksel bir yer taşı döşeme tekniğidir. Kelime anlamı olarak “yürüme yolu” demektir ve özellikle çakıl taşları kullanılarak oluşturulan geometrik veya bitkisel desenlerle karakterizedir .

1. Malzeme, Podima taşı, çakıl taşlarından biraz daha büyük ve düzgün şekilli olup, “Girit taşı” veya “Rodos taşı” olarak da bilinir. Renkleri siyah, beyaz, gri, sarı, kırmızı gibi çeşitlilik gösterir .

2. Tarihi M.Ö. 3000’lere kadar uzanan bu teknik, Persepolis Sarayı’nda mozaik sanatının ilk örneği olarak kabul edilir. Antik Yunan ve Roma dönemlerinde yaygın olarak kullanılmıştır .

3. Kullanım Alanları, Bahçe yolları, avlular, iç mekanlar ve tarihi restorasyon projelerinde tercih edilir. Serin tutması ve kolay temizlenebilmesi avantaj sağlar

Podima, Akdeniz mimarisinin vazgeçilmez bir parçasıdır ve antik dönemlerden günümüze kadar gelen estetik bir mirastır. Özellikle İstanbul’un Çatalca ilçesindeki Podima Köyü’nde çıkarılan taşlarla özdeşleşmiştir . Detaylı bilgi için kaynaklara göz atabilirsiniz! #StoneArt

Sümüklü Böcek ile Mücadelem

Herkese Merhaba,
Ben de sümüklü böceklerden muzdaribim.
Geçen sene çok aldırış edip herhangi bir şey yapmamıştım ancak bu sene bahar aylarında sayılarının çok arttığını gördüm.

Hele yeni filizlendirdiğim domates ve biber fidelerini yediklerini görünce çok sinirlendim.

Ve Mücadele etmeye başladım.
İnternetden bir çok mücadele yöntemi okudum.

Kimisi cam yüzeylere tırmanamadıklarını söylüyor,kimisi düşük voltajlı elektirk akımından bahsediyor, kimisi bira kapları koyuyor bahçeye,kimisi kuru ot ve samanla kurutuyor sümüklü böcekleri , kimisi Matadex veya Tardex ilaçlarının faydalarını sıralıyor.

Ben en ulaşılabilir olduğu ! için bira yöntemini denemeye karar verdim.
Bahçede en çok sümüklü böcek gördüğüm yerlere akşam üzeri 3 adet bira dolu plastik kap yerleştirdim.
Ertesi sabah tam bir hüsrandı.Kapların şeklinden midir, biranın markasından mıdır anlamadım
sadece bir adet ölmüş sümüklü böcek buldum bir kabın içersinde.Diğerlerinde herhangi bir hareket yoktu.
Hemen araştırmalara devam ettim.

Okuduğum bir internet sitelesinde bira yöntemini denemeyin , diğer bahçelerdekilerde gelir diye okuyunca bu yöntemden vazgeçtim.

Bir akşam sulamayı bitirdikten sonra hortumu toplarken gördüğüm bir kaç sümüklü böceği kürekle ezdim.

Baktım daha çok geliyor arkasından bir elimde fener bir elimde küçük kürek sümüklü böcekleri toplamaya başladım.
Saymadım ancak kah öldürerek, kah kaba toplayarak o gece bir saat içince 40-50 böcek yakaladım.
Ertesi akşam gene aynı yöntemle bir o kadar daha yakaladım.
3. akşam ise tüm aramlarıma rağmen sadece 2 tane görüp yokettim.
En azından sayılarını kontrol altına aldım gibi görünüyordu.

Ancak bir iki gün bitkilerim kontrol ettim.Hala her gün bir kaç yeni yaprağın daha delik deşik olduğunu gördüm.Mücadelem bitmemişti.

Bunun üzerine inetnetden araştırma yapıp sümüklü böcek yemi almaya karar verdim.Ancak bu o kdar da kolay olmadı. Çünkü internet sitelerinde  herhangi bir zirai ilaç bulamıyorsunuz.Bulsanız da alamıyorsunuz. Bu nedenle bir öğlen yemeği tatilinde Karaköy deki Bülent Eczanesine gidip Helimacide 6 g ilacını aldım. Mavi granüllü bir ilaç.Satışı yapan bayan bitkilerin diplerine azar azar serpmemi söyledi. Akşam dediği gibi yaptım. Her fidenin dibine,papatyalarımın,güllerimin diplerine azar azar serptim. Ertesi sabah gördüklerime inanamadım. İlacı serptiğim her yerde 3 er 5 şer koyulaşmıış rengi ile sümüklü böcek ölüsü ile karşılaştım. Bu kadar çabuk ilacın tesir edeceğini düşünmemiştim açıkcası.

Yaklaşık bir haftadır kontrol ediyorum bitkilerimi herhangi bir sümüklü böcek veya salyangoz izine rastlamadım henüz.

Umarım kurtulmuşumdur bu illetten.

Darısı başınıza.

Bahçedeki toprağım nasıl olmalı ?

Bahçemizde herhangi bir peyzaj düzenlemesi yapmadan önce toprak yapımızın bitki yetiştirmeye uygun olup olmadığını bilmemiz gerekir.

Bu çok önemlidir. Çünkü bahçemizde yetiştireceğimiz her bitkinin toprak istekleri ayrı ayrıdır.

Bir kısmı killi toprak, bir kısmı humuslu, başka bir kısmı kumlu toprakları severken, gene bir kısmı asitli, veya bir diğer kısmı alkalili toprak ister. Tabi biz ya orta bir yol bulmak ve bunun için bahçe toprağımızı düzenlemek veya mevcut toprağımızda ne yetişebiliyorsa onu yetiştirmek zorunda kalırız. Ama gene de bahçe toprağı diye nitelendirebileceğimiz humus ve mineralce zengin bir toprak yaratmak zorundayız. Çünkü bitkiler büyüyüp gelişmek ve ürün vermek için insan ve hayvanlar gibi beslenmek zorundadır.

Toprak, bitkiye mekanik olarak destek olmanın yanında, ona su ve besin maddeleri de sağlamalıdır. Toprak, mineraller, organik madde ve canlı organizmaların biyofiziksel bir karışımı olup, içinde değişen oranlarda su ve hava bulundurmaktadır

Arsamız, eskiden beri bahçe ise ve üzerinde bir takım bitkiler yetişebiliyorsa toprağı genelde uygun bir topraktır. Üzerine inşaat artıkları gibi toprağı bozan maddelerin atıldığı topraklar ise ıslah edilmesi gereken topraklardır.

Pek toprak çeşitleri nelerdir?
Aslında bu soruyu internet ortamında aradığınızda çok detaylı bilgilere ulaşıyorsunuz.

Ancak ben benim gibi amatörce ve hobi amaçlı bahçe işiyle uğraşan kişilerin işine yarayacak bilgileri basite indirgeyip anlatmaya çalışacağım.

Killi Topraklar: İçeriğinde bol miktarda kil bulunur. Kum oranı düşüktür. İşlendiğinde sert bir yapıya sahip olan bu toprak türü ısıya dayanıklıdır ve asitlerden etkilenmez. Su tutma özelliği çok yüksektir. Bu tür topraklarda yağmur veya sulama sonrası kaymak tabakası oluşur
Suyu çok çabuk alt katmanlara taşımaz ve şişer. Kuruduğunda ise toprak yüzeyinde çatlaklar oluşur. Bu tür topraklar fazla miktarda organik madde ile karıştırılmadıkça, birçok bahçe bitkisi için uygun değildir.
İlkbaharda zayıf havalanma ve yüksek ısı tutma özelliği nedeniyle soğuk, yavaş kuruyan ve geç tava gelen topraklardır.
Killi toprakların bütün bu negatif özelliklerine rağmen, bitki gelişimi için gerekli besin maddelerini tutmaları, serbest bırakmaları ve iyi bir toprak yapısı sağlamaları nedeniyle birçok toprak tipinde kil karışımları tercihe edilir.

Kumlu Topraklar: Suyu toprağın altına çabuk ulaştıran, su tutma özelliği olmayan toprak türüne kumlu toprak denir. Bu toprak türü nisbeten verimsiz ve çok asit topraklardır. Yüksek oranlardaki kum; hızlı drenaj, havalanma ve organik maddenin çabuk parçalanmasını sağlamaktadır. Kumlu topraklar kurak geçen zamanlar için bitkiler açısından ciddi problem oluştururlar.
Kumlu topraklar hızlı ısınır ve kururlar. İyi havalanmaları nedeniyle sıcak topraklardır. Genellikle sık sulama zorunludur. Verimliliği eksik bitki besin maddelerinin sağlanması ve organik madde kapsamının artırılması ile yükseltilebilir.

Humuslu Topraklar: Tarım için en elverişli toprak humuslu topraktır. Koyu renkli, yumuşak ve çok verimli olan bu toprak türü bünyesinde bitki ve hayvan kalıntılarını barındırır. Su tutma kapasitesi yüksek, havalanmaları iyidir ve azot yönünden zengindirler.
Bu topraklarda %20-80 oranında organik madde bulunur. Olgunlaşı zaman içinde devam eder. Bu toprakların rengi, kırmızımsı kahverengi ile siyah arasındadır. Olgunlaşmanın artışıyla renk de siyaha dönüşür. Bitkilerin yetiştiriciliğinde olgunlaşmasını tamamlamış toprakların kullanılması tercih edilir.

İyi bir bahçe Toprağı nasıl olmalıdır?

Yukarıda bahsi geçen toprak türlerinden de anlaşılacağı üzere iyi bir bahçe toprağı, CANLIDIR.

Böcek ve solucanlar toprak içindeki canlı varlıkların gözle görülenleri ise de, toprak organizmalarının büyük bir kısmım bakteriler, mantarlar ve diğer mikroorganizmalar oluşturmaktadır.

Su tutma kapasitesi YÜKSEKTİR.

Kumlu toprakta olduğu gibi hemen kurumamalı, klle toprakta olduğu gibi suyu yüksek oranda tutmamalıdır. Koyu renkte olmalıdır. Bu toprak ısısı açısından önemlidir. Koyu renkli topraklar ısıyı daha çabuk absorbe etmekte ve daha yavaş soğumaktadır. Toprağın rengini koyulaştırmak için günümüzde daha çok organik karışımlar tercih edilmektedir.

KOLAY İŞLENEBiLİRDİR. Yani kolay tava gelir. Bu ayni zamanda toprağın iyi havalandığının da bir göstergesidir.

Tüm bu bilgiler doğrultusunda bahçenizdeki toprağın türünü kendiniz de bulabilir ve yapmanız gerekene karar verebilirsiniz.

En çabuk çözüm toprağnızı değiştirmek olacaktır elbet.

Ama benim gibi bu işten zevk almak ve her santimetresinde emeğiniz olsun derseniz toprağınızı ıslah etmekle uğraşabilirsiniz.

Bu sizin kararınıza kalmış bir şey.

Toprağımı ıslah edeceğim derseniz. İlk önerim hem killi, hem de kumlu topraklar için yanmış ahır gübresi ile karıştırmanız olacak. Eğer killi bir toprağınız var ise bir miktar kum da ilave etmelisiniz. Bu karışım hem toprağınızın drenajını, hem de havalandırılmasını sağlayacaktır.
Tabi toprak ıslahı için yapılacaklar sadece bununla sınırlı kalmıyor. Ama ilk etapta bazı sorunların giderilmesi için iyi bir başlangıç.Toprak ıslahı ile ilgili daha sonra daha detaylı bilgiler vermeye çalışacağım.

Kış Yasemini, (Winter Jasmine), (Jasminum nudiflorum)

Jasminum nudiflorum

Kış Yasemini 1,5-2 m.ye kadar boylanabilen, dalları kolayca eğilebilen, çalı türü bir bitkidir.

Anavatanı Kuzey ve Batı Çin’dir.

Soğuk mevsimde Kış yasemini dona karşı dayanıklı birkaç çiçekli bitkiden birisidir. Çiçekleri 2,5cm. civarında sarı renkte ve kokusuzdur. Çiçeklerini Aralık ayında açar ve Nisan ayına kadar çiçek açmaya devam eder. Özel bir bakım gerektirmez. Bakımı kolay, dayanıklı ve uzun ömürlü bir bitkidir.
Güneş alan veya yarı gölgeli ve rüzgâra karşı korunaklı bir yere dikilmelidir. Bitkinin topraktan talebi azdır Gübrelemeye gerek yoktur. Ancak boyunun uzaması istendiği takdirde iyi bir gübreleme ile boyu 3 m. yi bulur.

Çok fazla dal verir. Dallar eğilip bükülebildiği ve budamaya elverişli bir bitki olduğu için istenen form kolaylıkla verilir. Çit bitkisi olarak da kullanılmaktadır.

Budaması çiçeklerin döktükten sonra ilkbahar başında yapılır. 3-4 senede bir derin budama yapılması bitkinin gençleşmesi açısından tavsiye edilmektedir.

Kış yasemini kışın soğuk geçtiği bölgelerde yapraklarını sonbaharda döker, ancak yeşil dalları ve sarı çiçekleri dekoratif görüntüsünü korur.

Çoğatılması basit daldırma yöntemi ile çok kolaydır. Dallarını eğerek toprağa gömün, 1-2 ay içerisinde köklenecektir. Köklendikten sonra dalı kesip köklerine zarar vermeden dilediğiniz başka bir yere dikebilirsiniz. Ayrıca çelikle ürtilmesi de zahmetsizdir.

Gerçek Yasemin, Adi Yasemin, (Common, Summer Jasmine) (Jasminum officinale)

Jasminum officinale

Adi Yasemin veya gerçek Yasemin yaz aylarında açan güzel kokulu beyaz çiçekleri ile tanınan sarmaşık türünde bir bitkidir. Anavatanı Orta Asya ve Çin’dir. Yasemin bitkisinin günümüzde 300′ e yakın türü ve varyasyonu bulunmaktadır. Uçuçu yağı çeşitli branşlarda kullanılmaktadır.

Soğuğa karşı dayanıklı olan bu Yasemin türü soğukluk haritasında 8a (-12 C)  bölgelerinde bile dış mekanlarda yetiştirilebilinir. Ancak iç mekanda da bakımı yapılabilinir. 10-12 m ye kadar boylanabilmektedir. Kışın yapraklarını dökmez.

Güneş sever ama yarı gölge alanlara da uyum sağlar. Hemen her türlü iyi drene edilmiş toprakta yetişebilir. Orta derecede suya ihtiyaç duyar. Aşırı sulamadan kaçınılmalıdır.

Üretimi tohum, daldırma ve çelikleme ile yapılır. Ama en uygun üretim şekli çeliklemedir. Çelikler için ilkbahar ortasında çok genç olmayan sürgün alınmalıdır.

Orman, Duvar Sarmaşığı (English Ivy) (Hedera Helix)

ivya

Hedera Helix yani Türkçe adıyla Orman veya Duvar Sarmaşığı, Avrupa ve Kuzey Afrika kökenli bir bitki türüdür. Genel olarak Hedera Helix ismiyle anılsa bile Hedera bir çok alt türe ve varyasyona sahip bir sarmaşıktır

Türkiye de en yaygın olarak bulunan varyasyonları arasında yaprakların kenarları bej, orta kısmı açık yeşil olan Alacalı Hedera bulunmaktadır.

Alacalı Hederaa

Duvarlar, kayalar ve ağaçlara 20-30 metreye kadar boylanabilen kışın yaprağını dökmeyen bir sarmaşık türüdür.Ayrıca yer örtücü bitki olarak da yetişir. Tırmandığı yüzeylere vantuz biçimindeki kısa kökçükler yardımı ile tutunabilmektedir.Yapraklarının uzunluğu 4-8 cm eni ise 3-10 cm arasında değişir.

Kuraklığa ve Soğuğa dayanıklı olması ve hemen hemen her türlü toprak da yetişebilmesi, ve hızlı büyümesi nedeniyle geniş yüzeyli duvar ve çitlerin kapatılmasında tercih edilen bir bitkidir.

Ancak tarhi eserler başta olmak üzere ev duvarlarından, vantuz şeklindeki köklerinin vereceği zararları dolayısıyla uzak tutulmalı veya kontrollü büyümesi sağlanmalıdır. İstilacı bir yapısı olmasından dolayı ağaç gövdelerine tırmanarak ağaçların kurumasına sebebiyet de verebilir. Bu güzel bitkinin gelişimi her zaman kontrol altında tutulmalı, zarar verebileceği yüzeylere çıkmasına izin verilmemelidir.

Çiçekleri çok gösterişsiz olmasına karşın çiçek özü açısından zengin olup arı ve böceklerin ilgi odağıdır. Meyveleri bazı kuşlar tarafında sevilerek yenir, ancak insanlar için zehirlidir. Eğer küçük çocuğunuz var ise dikkatli olmanızı tavsiye ederim.

Çoğaltılması çok zahmetsiz ve basittir. Herhangi bir dalından keseceğiniz ve çok genç olmayan 15-20 cm.lik bir uç sürgünü direkt toprağa saplayıp toprağı bir süre nemli kalmasını sağlarsanız iki ay içinde köklenecektir.

Kolay üretilmesi ve çabuk gelişim göstermesi açısından Bonsai sanatı ile uğraşanların tabiri caiz ise acemiliğini atmak için kullandıkları bir bitki türü olarak da ün salmıştır.

Ortanca, Hortanesia, Hydrangea (Hydrangea macrophylla)

blue_hydrangea_hortensia_planta

Ortanca’nın anayurdu Uzak Doğu ve Güney Asya’dır. Çalı formlu bu güzel bitkinin 80′ e yakın türü vardır. Hatta ben hiç görmedim ama sarmaşık türü de varmış.

Ortancalar 1-2 metre boylanabilen, gözalıcı çiçeklere sahip çalı formlu süs bitkileridir. Çiçeklenme zamanı Haziran-Ekim aylarıdır. Çoğu zaman Ekim ayının sonuna kadar çiçekli kalırlar. Bahçe bitkisidir. Saksılarda da yetiştirilebilinir ama önerilmez.Çiçek renkleri yetiştiği toprak PH ina göre değişik renklerde oluşur. Ben Turnusol kağıdına benzetiyorum ortancayı. PH değeri 5.5 altında olduğu takdirde yani asidik topraklarda mavi ve mor, PH değeri 5.5 üstünde yani alkalinli topraklarda pembe ve kırmızı renk çiçekler açarlar. Nötr topraklarda sönük renk çiçekleri olur. Sadece beyaz renk açan ortancalarda çiçek her zaman beyaz kalır.

pink_hydrangeaa

Peki renkli çiçekler elde etmeyi ev ortamında nasıl sağlayacağız?

Kısaca şöyle, eğer ortancanız mavi çiçek açıyor ama siz pembe ve kırmızı tonlarında çiçek istiyorsanız  toprağına az kireç katıp tavuk gübresi kullanabilirsiniz. Hatta bir yerde okumustum, koyu pembe ve kırmızı renkli çiçekler için bir kova su içine katılmış az biraz sirke ile sulamanız yeterlidir. Bu sene deyeceğim sirkeli suyu, sonuçlarını sizinle paylaşırım.Eğer mavi renk çiçeklenme istiyorsanız yanmış büyükbaş gübresi kullanmanız gerekir.

Suyu çok severler. Toprağının nemli kalmasına dikkat edin. Ancak çok da çamurlu olmasın. Güneşten hoşlanmazlar, direkt güneş alan yerlere dikilmemelidir. Gölge ya da yarı gölge alanlarda yetiştirilmelidir. Bu nedenle duvar dibi bitkisi olarak kullanımı çok yaygındır.Soğuk bölgelerde de yaşayabilmesnden dolayı çok tercih edilen bir bitkdir. Soğukluk haritasındaki zonlamaya göre 3-9 zon iklimlerinde rahatlıkla yetişir. Ancak uzun süren donlardan korunmalıdır. Donlardan zarar gördüğü takdirde o sene çiçek açmayabilir.

Ortancanın üretimi kökten ayırma,çelikleme ve daldırma le yapılır. En kolay yöntem çeliklemedir. Yaz sonunda olgun bir dal kesip, yapraklarını temizleyin. 15-20 cm. lik parçaları eğik biçimde toprağa en az yarısı dışarıda kalacak şekilde saplayın ve toprağı nemli tutun. Gelecek ilkbaharda filizlendiğini göreceksiniz.

Ortancalar kış başında tüm yapraklarını döktükten sonra tüm dalların uçları az kesilerek budanmalı ki kışı rahat geçirebilsinler. Kış sonunda ise toprak üzerinde 20-25 cm kalacak şekilde derin budama yapılmalıdır.

Atatürk Çiçeği, Noel Yıldızı,Yılbaşı Çiçeği (Poinsettia) (Euphorbia pulcherrima)

Ataturk-Noelyildizi-poinsettia_flower

Atatürk Çiçeği, Noel Yıldızı veya Poinsettia Meksika ve Orta Amerika Kökenli olup, Türkiye’ yetiştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına Mustafa Kemal Atatürk öncülük etmesinden dolayı türkçede Atatürk Çiçeği olarak adlandırılmıştır.

Ilıman iklimlerde bahçelerde yetiştirilen bu bitkinin boyu 4-5 m. leri bulabilir. Soğukluk haritasındaki zonlamaya göre 10a-10b iklimlerinde rahatlıkla dışarıda yetiştirilebilinir. Ancak donlardan korunmalıdır. Ülkemizde genelde saksı çiçeği olarak yetiştirilmekte ve saksıda boyu 1 m. civarında olmaktadır.Yapraklarını kışın dökmez.

Orta miktarda su ihtiyacı vardır.Yaprakların sarkması çok sulandığını göstermektedir.

Yarı gölge ve aydınlık ortam ister.Direkt güneşin altına bıraılmamalıdır.Bilhassa evlerimizde sabah güneşi alan pencere önlerine koyulmasında yarar vardır.Daha sonrasında bulunduğu ortamın güneş almayan aydınlık bir mekan olmasına dikkat edilmelidir.

Küçük çiçekleri cinsine göre beyaz, sarı, pembe, kırmızı renklerde olup, sonbahar sonunda açar ve iki ay boyunca dökülmez.

Saksıda yetiştiriliyorsa, ilkbahar aylarında saksı değişimi yapılması daha uygundur.

Yaprakları kırmızı rengini İlkbahar dönemine kadar sürmekte ve ilkbaharda yeni sürgünler yeşil renkte çıkmaktadır.Bu sizi endişenlendirmesin.Çünkü Sonbahar-Kış aylarında yaprakları tekrar kızaracaktır. Eğer yaprakların daha canlı renklerde kızarmasını istiyorsanız, karanlık oda uygulaması yapmalısınız. Bunu yapmak için eylül ayı başından itibaren 3 ay boyunca hava karardıktan sonra aydınlatması yanmayan bir odaya veya bir dolaba koyup sabah güneşinde tekrar cam kenarına sabah güneşini alması için koymalısınız.

Çoğatılması, tohumdan, daldırma veya kökten ayrıma ile yapılır.

DİKKAT ! Özsuyu hayvanlarda ve insanlarda deride tahrişe sebebiyet verebilir.

Bitki Soğuğa ve Sıcağa dayanıklılık Haritası (Plant Hardiness Zone Map)

Bir bahçe düzenlemeye başlamadan önce insanın karşılaştığı en zor sorudur ‘Nerden Başlasam?’ Nereden başlayacağını bilemezsin, takılır kalırsın günlerce. Elin işe gitmez.Ama hemen ümitsizliğe düşmeyin. Her şeyin bir başlangıcı vardır nasıl olsa.Atalarımız ne demiş ‘Başlamak işin yarısıdır.’

Her şeyden önce ilk yapacağımız şey bahçemizin hangi iklim bölgesinde olduğunu öğrenmek Marmara, Karadeniz, Akdeniz vs. bölgelerinden bahsetmiyorum.Bu bölgeleri az çok hepimiz okullardan edindiğimiz bilgilere göre tanıyoruz zaten. Benim bahsettiğim, bahçemizin bulunduğu iklim koşulları, yani ortalama soğuklara ve sıcaklıklara göre bahçemiz hangi bölgede (zone) da bulunuyor.

Bunun için Meteoroloji Genel Müdürlüğünün sitesine giriyoruz.

Ziraat menüsünden Bitki Soğuğa ve Sıcağa dayanıklılık ( Plant Hardiness Zone Map) linkine tıklıyoruz. https://mgm.gov.tr/tarim/bitki-soguga-ve-sicaga-dayaniklilik.aspx?g=h

Ve böyle bir harita ile karşılaşıyoruz.

TRZONE

Peki bu harita neyi ifade ediyor?

Hemen söyleyeyim, bu haritadan bahçemizin bulunduğu iklim şartlarında en soğuk günlerde kaydedilmiş ölçümlerin 30-40 senelik ortalamalarını görüyoruz. Buna göre belirlenmiş bölgeler 6b, 7a, 9b gibi sayı ve harflerle belirleniyor.Sayı küçüldükçe soğukluk değerleri artıyor.

Örneğin İstanbul 9a-9b olarak bölgelendirilmiş. Siteden ayrıca İlçe bazında da bölgenizi bulabiliyorsunuz.Ancak tabi ki ölçüm yapılan istasyonların bulunduğu ilçeler mevcut. Size en yakın ilçeyi seçip bölge kodunuzu bulabilirsiniz. Veya haritadan renkleri takip edip bulunduğunuz mekanın hangi bölgeye ait olduğunu bulabilirsiniz.

Peki bulduk ne yapacağız?

Yapacağımız şey çok basit. Bahçemizin bölgesine göre, sonsuz bitki türleri içerisinde hangisini alıp diksem diye kaybolacağımıza bahçemiz iklim koşullarına uygun bitkileri ayıklayıp, buna göre bahçemizi oluşturmak.

Bu hem maddi-manevi , hem de emek anlamında bize çok şey kazandıracaktır emin olun.

İşte simdi bir şeyler yapmaya başladık.

Her Şeyin Başlangıcı

Herkese Merhaba,
Her şey geçen sene (İlkbahar – 2014) eşimle hep hayalini kurduğumuz
bahçeli bir eve taşınmamızla başladı.
O gün bugündür internette, bahçemi nasıl daha güzel bir hale getirebilirim, neler yetiştirebilirim veya benim bahçemde neler yetişir diye araştırma yapıyorum.
Ancak insan sonsuz bilgi dağarcığı içerisinde kayboluyor.
Ya gereksiz bir sürü botanik bilgiler ediniyorsunuz,
ya da satış amaçlı kurulan sitelerde dolaşıp duruyorsunuz.
Bu sitede yazma amacım da ,
hem yerli, hem yabancı sitelerde yaptığım araştırmalarımı,
edindiğim tecrübelerle birleştirerek,
herkes tarafından anlaşılabilir hale getirip paylaşmak, fikir alışverişinde bulunmak.
Umarım herkes açısından faydalı olur.